Hamam ve mezbaha olarak seçilen iki ayrı intikam mekanı ve ölüm sahnelerinin altının çizilerek verilmesi filmi farklı kılan özelliklerden birisidir. Yaşlı anasını kaybettiği gün başka bir anayı sevindirir. İntikamın kendine dönen bir silah olduğunu anlamakta gecikmez, öldürdüğü insanların ona verdiği bedel annesini kaybetmektir. Polis tarafından arandığı için annesinin cenazesine uzaktan bakmak zorunda kalır toprağını kendi atamaz son görevini yerine getiremez. Şeyhmuz’un yerini öğrendiği konsomatrisin ne düşünüyorsun sorusuna verdiği cevap filmin bir özetidir: “Yarın”
Konusunun temel özellikleriyle diğer Yeşilçam filmleriyle benzerlikleri olan Alın Yazısını diğerleri arasından sıyırıp özel bir noktaya getiren karakterlerin seçimi, işleyişteki akıcılık ve filmin her sahnesinde varolan özendir. Cüneyt Arkın bir sahnede “Hela” nın yerini sorar. Tuvaletin bugünde Anadolu’da ki adı Heladır.
Bu söz filmdeki Anadolu kökenli karaktere verilen özenin basit bir örneğidir.
Haydar, tespihinden basık topuklu ayakkabılarına, kıyafetinden yürüyüşüne mahalli bir karaktere biçilmiş sembolik kahraman imajını çizmektedir. Geçmiş tarihi içinde yaşatan herhangi bir mahallede görülebilecek cinsten "mert" kabadayıların sembolüdür bu. Cüneyt Arkın’ın ayakkabılarının koncunu çekmesi, kahve fincanın üstünden tutuşu, sigarasını ağızlıkla kullanması bu sembole yapılan göndermelerdir.